Glokom (Göz Tansiyonu) Nedir ?
Glokom yani göz tansiyonu, göz içi basıncının olması gereken değerden genellikle daha yüksek olması ile karakterize, uzun vadede göz sinirinde hasar ve kalıcı görme kaybı ile sonuçlanan sinsi bir hastalıktır. Sıklıkla herhangi belirti ve bulgusu bulunmamaktadır. Rutin muayeneler sırasında göz içi basıncının ölçülmesi, göz dibi ve göz siniri muayenesi ile tanısı konulabilir.
Daha önce herhangi bir nedenle göz içi cerrahi geçirilmesi, uzun süreli steroid içerikli damla ya da sistemik tedavi kullanılması, göz travması öyküsü glokom açısından ekstra risk oluşturmaktadırlar.
Glokom genellikle orta yaş ve üzerinde görülen bir hastalıktır. Ancak çocuklarda ve bebeklerde de ortaya çıkabilmektedir.
Glokomlar temel olarak açık ve kapalı açılı glokomlar olarak ikiye ayrılmaktadır. Daha önce belirtildiği gibi açık açılı glokomlar herhangi bir belirti vermezken, kapalı açılı glokomlar zaman zaman göz ve baş ağrısı ile ortaya çıkabilmekte, bazen de şiddetli göz ağrısı, göz kızarıklığı ve görme azalmasına neden olabilmektedir.
Doğumsal tipte olan glokomda, ise bebekte gözün saydam kısmının bulanıklaşması ve gözde büyüme oluşabilir.
Glokomda Tanı ve İzlem Nasıl Olmalıdır ?
Glokom şüphesi ya da tanısı olan hastalarda göz tansiyonunun ve göz sinirinin muayenesi ve bu parametrelerin düzenli takibi çok önemlidir. Bu hastalıkta progresyon yani ilerleme takibi yapılmaktadır. Progresyon için belirli kriterler mevcuttur ve bunlar optik koherens tomografi ve görme alanı testleri ile ortaya konulmaktadır.
Optik koherens tomografi glokomda önce ortaya çıkan yapısal kayıpları, görme alanı ise daha ileri safhalarda ortaya çıkan fonksiyonel kayıpları saptamaktadır. Her iki testin de tanı ve tedavi izleminde önemi çok büyüktür.
Kapalı (Dikişsiz) Glokom Cerrahisi
GATT cerrahisi açık açılı glokomlu hastalarda hem erken dönemde hem de orta/geç evrede uygulanabilmektedir. İleri evre glokomda eğer gerekiyorsa ameliyat sonrasında topikal ilaç ilavesi de yapılabilmektedir. Erişkin primer ve sekonder açık açılı glokom tedavisinde uygulanabildiği gibi, doğumsal (konjenital) glokomda ve diğer bazı pediatrik glokomlarda başarıyla uygulanabilmektedir.
Bu cerrahi gözün dış katmanlarını açmadan, korneadan 2 ufak kesi ile girilerek, özel lensler eşliğinde uygulanan kapalı bir cerrahidir. GATT cerrahisi sonrasında açık ameliyatlardan sonra izlenebilen ve kalıcı görme azalmasına neden olan, hipotoni, göz içi enfeksiyonu, retina dekolmanı gibi komplikasyonlar, neredeyse hiç görülmemektedir. Hastaların ameliyat sonrası konforu belirgin derecede daha fazla olmaktadır. Diğer minimal invaziv cerrahilerdeki gibi sadece başlangıç evrede değil her aşamada uygulanabilmektedir.
En sık karşılaşılan problem, gözün ön kamerasına ameliyat yerinden geri sızan kan reflüsü olup, bu durum aslında cerrahi başarıyı yansıtmaktadır. Ancak 5-7 gün, kendiliğinden geçen, görmede geçici puslanma yaratabilmektedir.